Sayfalar

30 Eylül 2015 Çarşamba

BAŞ VE BOYUN KİTLELERİ

Baş ve boyun bölgesi vucudumuzun organ çeşitliliği açısından en zengin bölümüdür. Bu bölgede altı adet büyük tükrük bezi, binlerce küçük tükrük bezleri, ikiyüzün üstünde lenf nodu, gırtlak, yemek borusu, tiroid bezi, paratiroid bezleri, çok sayıda kaslar, sinirler ve büyük çaplı damarlar bulunmaktadır. Bu organlardan her birine ait çok değişik özellikte şişlik oluşturan hastalıklar olabilir. Bunların önemli bölümü son derece ciddi hastalıkların ilk habercisi olabilir ve ihmal edilmemelidir.

Boyun Kitlelerinin Nedenleri

Baş ve boyun bölgesindeki kitlelerin önemli bir bölümü, ilgili organların enfeksiyonları sonucu genişlemeleridir. Ayrıca bölgedeki organlara bağlı iyi huylu yada kötü huylu tümörler nedeniyle de kitleler oluşabilmektedir. Çok nadir olmamakla birlikte doğumsal birtakım anormalliklere bağlı olarak  gelişen boyun kitleleri de görülebilmektedir. Baş boyun bölgesindeki kaslara, damarlara, sinirlere kemik ve dişlere bağlı çok değişik kitleler de sözkkonusudur.

Lenf Nodlarına Bağlı Kitleler

Baş ve boyun bölgesindeki kitlelerin çok önemli bir bölümü, lenf nodlarının iltihaplar nedeniyle genişlemesiyle oluşur. Normalde boyutları 5x10 mm dolayında mekik şeklinde olan lenf nodları, bulundukları bölgeye en yakın organdaki iltihaplara neden olan patojen mikro-organizmaları yakalamak ve vucudumuzun savunma sistemini devreye sokmak üzere genişleme gösterirler. Örneğin yanağınızdaki bir sivilce veya herhangi bir diş iltihabı gibi enfeksiyon odağı bulunması halinde, bu odağa en yakın olan lenf nodları hemen reaksiyon gösterir. Bu şekilde gelişen lenf nodlarının büyümesiyle oluşan boyun kitleleri "LENFADENİT" olarak isimlendirilir. Lenfadenitler birkaç gün içinde belirir ve genellikle ağrılıdır. Enfeksiyon odağının devam etmesi halinde komşu diğer birkaç lenf nodu daha reaksiyona katılabilir. Lenfadenitler genellikle 10x15-20 mm boyutlara kadar genişler. Enfeksiyon kaynağının tedavisi sonrası ağrılı olma özelliği kaybolur ve boyutları ilk hafta içinde biraz küçülme gösterse de, ilk orjinal boyutlarına kadar küçülmeleri birkaç ayı bulabilir.


Lenf nodlarındaki büyümeler daha uzun süre içinde yavaş yavaş gelişiyor ve özellikle ağrısız ise çok daha fazla önemlidir. Bü tür büyümeler "LENFADENOPATİ" olarak isimlendirilir. Lenfadenopatiler 50-60 mm boyutlara kadar büyüyebilir. Şekilleri mekik şeklinden daha çok sferik yani daha çok top şeklindedir. Ağrısız, sferik ve aylar içinde yavaşça büyüyen ve özellikle 20 mm boyutlarını aşan boyun kitleleri ihmale gelmez. Bu tür lenfadenopatiler iyi yada kötü huylu bir tümörün en önemli habercisi olabilir.

Tükrük Bezlerine Ait Kitleler

Tükrük bezlerindeki büyümeler yine en sık enfeksiyonlar nedeniyle gelişir. Enfeksiyonların genel özellikleri gereği sıklıkla ağrılı kitlelerdir. Yerleşimleri yanakta, çene altında veya dil altına olabilir. Tükrük bezi enfeksiyonları ise en sık tükrük bezlerinin kanallarındaki yaralanmalar veya tıkanmalara neden olan taş gelişimleri sonucu görülür. Tükrük bezi taşlarının tipik karakteristiği yemek yeme sırasında büyüme götermeleri ve sonrasındaki birkaç saat içinde yavaşça tekrar küçülmeliridir. Uzun süreli tükrük bezi taşları zamanla ilgili tükrük bezinde enfeksiyonlara hatta abselere neden olabilmektedir. İlginç olarak bazen tükrük bezi enfeksiyonları sonrasında tükrük bezi kanallarında ve bez içinde taş oluşumları görülebilmektedir.


Tükrük bezlerine ait tümöral patolojiler de söz konusudur. Tükrük bezi içinde bir odak aylar içinde zamanla sert bir kitle şeklinde yavaşça, ağrısız bir genişleme gösterir. En sık kulak altında ve çene kemiğinin hemen arkasında veya altında lastik kıvamında sferik bir sertlik şeklinde ortaya çıkar. Bazen bu kitleler ile birlikte yüz felçleri görülebilir. Nekadar erken tespit edilebilirse, tedavisi o denli başarılı ve komplikasyonsuz olacaktır.

Doğumsal Kitleler

Doğumsal kitleler sıklıkla çocukluk çağında görülse de, bazen gizli olarak sessiz kalıp, erişkin yaşlarda genellikle enfeksiyon gibi tetikleyici bir etkenle ortaya çıkabilir. Bu tür kitleler genellikle doğum öncesi organların gelişiminden sorumlu bir takım oluşumların doğumdan önce körelemeyip kitle şeklinde kalmasıyla oluşur.

Önemli bir bölümü tiroid bezinin gelişiminden sorumlu kitlelerdir ve "TİROGLOSSAL KİST" olarak isimlendirilir. Tiroglossal kistler genellikle boyun orta hattında tiroid bezi ile dil kökü arasındaki hat üzerinde ortaya çıkar. Enfekte olmadıkları sürece ağrısızdır ve dilin ağız dışına çıkarılmasıyla yukarı yönde hareket gösterirler.


Doğumsal kitlelerin diğer önemli bir bölümü "BARANKİAL KİSTLER" olarak adlandırılan ve genellikle boyun yan bölgelerinde ve boynun en sık üst bölümlerinde yerleşimli kitlelerdir. Enfekte olmadıkları sürece genellikle ağrısız ve yumuşak kıvamlıdır. Bu tür kitlelerin derin dokulardaki uzantıları hayati damar ve sinir yapılarıyla yakın komşuluklar gösterirler.


Baş Boyun Kitlesiyle Karşılaşınca Ne Yapılmalı

Baş ve boyun bölgesi asıl olarak Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalının ilgi alanındadır. Bu bölgelerde elimize gelen, yakınlarımızın farkettiği herhangi bir şişlik veya simetri bozukluğu ile karşılaşıldığında hiç vakit kaybedilmeden doktora başvurulmalıdır. KBB hekimleri hastayla yaptıkları görüşme sonrasında yapılan fizik muayene ve endoskopik muayeneler ile kitlenin nedeni konusunda önemli bulgular saptayacaklardır. Çoğu zaman sadece fizik muayene ile tanı konulması mümkündür ve tedavi planlaması yapılır. Tedavi sürelerinin sonunda mutlaka kitlelerin gösterdikleri gelişim kontrol edilmelidir.

Fizik muayene ile tanı konulması güç olan durumlarda ultrasonoğrafi (USG), bilgisayarlı tomografi (CT), manyetik rezonnas görüntüleme (MRI) veya nükleer tıp görüntülemeleri (Sintigrafi, PET CT) gibi radyolojik yöntemler ile incelemer yapılacaktır. Bazen ilgili kitlenin içinden doku örneklerinin alınması için ince iğne aspirasyon biyopsisi (FNAB) yapılması gerekebilir. FNAB ile tanı konulmasında şüphe varsa açık cerrahi yaklaşımlarla kitlelerden biyopsi yapılmasına gerek duyulacaktır.

Baş ve boyun kitlesiyle karşılaşıldığında zaman en önemli şeydir. Biran önce ilgili muayeneler, incelemeler yapılmalı, tedavi planlanmalıdır. Gerekli incelemeler tamamlanmadan kesinlikle cerrahi girişimlere kalkışılmamalıdır. Başımıza gelebilecek en kötü hastalıkların dahi zamanında ve uygun müdehaleler ile tam tedavisi mümkündür, bu kesinlikle unutulmamalıdır.



Unutulmamalı

  • ·       Baş ve boyun kitlesiyle karşılaşınca bir an önce KBB uzmanına başvurulmalıdır
  • ·       Kitlelerin önemli bir bülümü iltihaplar nedeniyle gelişir ve genel olarak ağrılı kitlelerdir.
  • ·       Yavaş gelişen ve ağrısız kitleler konusunda daha dikkatli olunmalıdır.
  • ·       Doğumsal kitleler genellikle bebeklik çağlarında görünür olduğu halde, erişkin hayatta ortaya çıkan tipleri de olabilir.
  • ·       Baş boyun kitleleriyle ilgili gerekli incelemeler yapılmadan cerrahi girişimlere kalkışılmaladır.


--
Prof.Dr. Mustafa Asım ŞAFAK,
Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi
Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı
KBB Anabilim Dalı Başkanı
NEMJ Baş Editör
Lefkoşa, KKTC 

Mobile Phone KKTC: 0 542 877 55 66 
                         TC: 0 532 361 18 90
www.masafak.com


ŞAFAK MA, MD.
Professor of Otorhinolaryngology
Head of Otorhinolaryngology Department
President of Surgical Science Division
Near East University, Faculty of Medicine
Chief Editor of Near East Medical Journal

GSM: TRNC +90 542 877 55 66
          TR     +90 532 361 18 90


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TEK BİR KAN TESTİYLE 8 AYRI KANSER İÇİN TANI KONULABİLECEK

Kanser tanısı genelde zahmetli ve pek çok testin yapılmasına dayanan zahmetli bir süreçtir. Şimdi "CancerSEEK" ismiyle anılan tek ...